Gün geçmiyor ki, yeni bir macera yaşamayalım. Bu sefer ki maceramız da, Deniz Bank’tan geliyor. Ama bu sefer konu, bana hesap açacak çalışanın “buna” diye hitap etmesi ya da “sen okuma yazma biliyor musun?” demesi değil. Bu sefer konu, bankanın güvenlik görevlisinin bana karşı yaptığı saygısızlık, daha doğru tarifiyle, maruz kaldığım zorbalık.
Hadi sizinle bir yolculuğa çıkalım!
ÖNERİLEN: İş Bankası ve KuveytTürk’te Başıma Gelenler!
ÖNERİLEN: Apple Store Bağadat Caddesi’nde Neler Yaşadık? Öncesi ve Sonrası!
ÖNERİLEN: Samsung Emar Teknik Servis Deneyimlerim!
Tarih: 31 Ağustos 2022
Dün sabah, annemin Deniz Bank’Taki emekli maaşı sözleşmesini feshetmek için bankanın bizim oradaki, Akdeniz Caddesi şubesine gittik. Girişte numara aldık, ve işlem sırasının bize gelmesi için tam 40 dakika bekledik. İlk görüştüğümüz personel, annemin sözleşme fesih işlemlerini tamamladı ve KMH hesabının iptali için bir kez daha, Sıramatik’teki para yatırma işlemleri bölümünden numara almamızı istedi.
Bunun için de 330 – 40 dakika arası bekledikten sonra nihayet işlem sırası anneme geldi ve KMH hesabını da kapattılar. Bize de, burada yapmamız gereken her hangi bir şey kalmadığını söylediler.
Bu sefer yolumuz, maaşı taşıyacağımız banka oldu. Buradan uzunca bahsetmek istemiyorum, çünkü ana konumuzun dışında. Diğer bankadaki çalışan, bize sistemden kontrol ettiğinde, mevcut bankanın maaşa bloke koyduğunu ve bu sebeple işleme devam edemeyeceğini söyledi.
Bu konuya ilişkin, bir süre önce araştırma yapmıştım ve Deniz Bank’ın, pek çok müşterisini aynı sorundan dolayı zor durumda bıraktığını öğrenmiştim. Her neyse, bu husustaki tahminlerimi en son paylaşırım, biz şimdi, maaşın neden blokede göründüğünü öğrenmek için tekrar başlangıç noktamız olan, Fatih Akdeniz Caddesi şubesine gidelim.
Saat 14:25 sularında, tekrar Deniz Bank’a geldik ve annem, ikinci kez beklememek için sıra almadan, boş masadaki bir personele durumu sormak istedi. Ancak bizden bir kez daha, numara almamız talep edildi. Haliyle annem de, ben de bu işe biraz sinirlendik.
Etrafıma bakarken, sabah, yine bizim gibi maaş sözleşmesini feshetmek için gelen birkaç kişinin de, aynı sorundan dolayı ikinci kez bankaya geldiklerini fark ettim.
Kimisinin meselesi bizimle aynıydı, kimisininkini de maaşını, kredi borçlarını gerekçe göstererek blokeye almışlardı.
BDDK’nin bu konuya ilişkin kuralları ve Yargıtay’ın emekli maaşlarının bloke edilemeyeceğine ilişkin emsal teşkil eden kararı var, yani hiçbir gerekçe ve sebeple, emekli maaşlarına yasal olarak bloke konulamaz. Ancak bankaların büyük bir çoğu, sözleşme sonuna, “borcunuzu ödemeden maaşınızı başka bankaya taşıyamazsınız” gibi kendi kafalarınca madde ekledikleri, ve çoğu vatandaşımızın da bu tarz konulardan haberi olmadığı için, işler böyle karışıyor. Bir diğer ifadeyle, bankalar, vatandaşların bilgisizliğinden faydalanıyor.
Her neyse, beni bilirsiniz, gittiğim neredeyse her yerde, yaşadıklarımı videoyla veya daha sonraları yazıyla paylaşmayı seviyorum. Yaşadığım iyi bir şey de olsa, kötü bir şey de olsa bunu yapıyorum ki, örneklerine sitemizden veya yazının bağlantı bölümlerinden ulaşabilirsiniz.
İşte banka içinde de, telefonumun ön kamerasını açarak, oradaki müşterilerin yaşadığı mağduriyeti anlatmak istedim. Kamerada hiç kimseyi göstermedim, ancak, kendini bir şey sanan bazı kuruluşların, kendilerini her daim aklamak için oluşturduğu saçma sapan kurallarını bana dayatacağını nereden bilebilirdim ki?
Güvenlik görevlisi, “bey efendi, çekim yasak, lütfen kameranızı kapatır mısınız?” diyerek, müşterilerin mağduriyetlerini paylaşmamı engelledi. Bunu söylemesinin üzerine ben de yapmam gerekeni yaptım, ve videoyu sonlandırarak telefonu cebime koydum. Daha sonra, güvenlik personeli ile tartışmaya başladım.
Bilirsiniz, bir konu bizi etkilediği zaman, onunla ilgili soruyu alakasız kişilere sorabiliyoruz. Ben de kendisine şu soruyu sordum: “Bankanın BDDK kurallarına aykırı hareket edip müşterileri mağdur etmesi yasak değil de, benim bunu paylaşmam mı yasak?” Ayrıca çektiğim videoyu dilersem her yerde paylaşabileceğimi de söyledim.
“O zaman müşteri hizmetlerini arayacaksın” gibi harika bir cevap aldıktan sonra ben son kez şunu ekledim, “isteseydim bu videoyu çekmeye devam ederdim, ruhunuz bile duymazdı.” Tabii güvenlik görevlisi bana yine harika bir cevap verdi, gördüm işte. Neden bahsettiğimi bilmemesi gayet doğal, ancak orada benim anlatmaya çalıştığım, bana söylenene riayet ederek kurala uyacağımdı.
Şimdi sorabilirsiniz, ya Taha, konu bu muydu yani? Yok arkadaşlar, macera yeni başlıyor. Önce derin bir nefes alın.
Ben bankada ayakta duruyordum, bildirimlere bakmak için telefonumu cebimden çıkardım. Ancak o da nesi, arkadan bir ses, “sakın kayıt falan açma, telefonunu alırım” dedi. Bu ses sizce kime ait?
Evet, yazıyı okuyanlar doğru cevabı vermiştir, güvenlik personeline. Peki güvenlik görevlisinin bu yaptığına biz ne diyoruz, zorbalık, görevini kötüye kullanma, veya aklınıza başka ne gelirse.
Ben bunun üstüne, “alamazsın” cevabını verdim, ve telefonu tekrar cebime koydum. Tabii içimden de geçiriyorum, şimdi telefonu ne için çıkarırsam çıkarayım, bu adam bana telefonunu alırım falan der.
Peki bitti mi, hayır bitmedi. Annemin yanındaki boş yere oturmak için döndüğümde arkadan, “aklı dengesi bozuk her halde” diye bir cümle duydum.
Hemen güvenlikçiye laf falan atmadım tabii ki, öncelikle anneme dedim ki, bunu bana mı dedi? Annem de kendisine sordu. Abimiz hayır cevabını verdi ama, sonraki cümlesi kendisini ele verdi; ama verdiği cevaplarda akıl mantık yok.
Bu ülkenin insanlarını seviyorum. Çünkü bazen, içimizdeki “insanı” gizlemeye kalksak da, dilimizin ayarını tutturamıyoruz. Güvenlik görevlisi de tutturamadı.
İşlemi tamamlayıp eve geldiğimizde, konuya ilişkin Şikayet Var internet sitesinden bir şikayet oluşturdum. Deniz Bank’ın kendi internet sitesindeki şikayet yazma bölümünü de arayışım sürüyor.
Şikayet Var, şikayetimi sadece banka ile paylaştı ve herkese açık olarak yayınlamadı. Üstüne üstlük, şikayetin başlığına yazdığım, “Deniz Bank güvenlik görevlisinden maruz kaldığım zorbalık” başlığındaki, “zorbalık” kelimesini, “sorun” olarak değştirmişler. Ek olarak şikayet metninin içinde de 2 kez yer verdiğim “zorbalık” kelimesini, “saygısızlık” olarak revize etmişler. Bunun nedeni hakkında bir fikrim yok.
Sonuç olarak ben bu işin peşini bırakmaya hiç niyetli değilim, ve uğradığım zorbalık ve aşağılanma karşısında bu personelin banka içinde soruşturma geçirmesi ve bir yaptırımla karşılaşması için elimden geleni yapacağım.
Peki bu maaşa bloke işlemi ne?
Deniz Bank’tan kredi alanlar için, banka yasal olmayan bir şekilde maaşa bloke koyuyor demiştik. Peki sözleşmesi feshedilmiş maaş nasıl blokede görünüyor? Derseniz, bunun cevabını inanın bankadakiler bile bilmiyor.
Benim tahminim, bankanın otomasyon sisteminin başarısız olmasıyla ilgili olduğu yönünde. Normalde bankalarda bir işlem yaptığınız zaman, o işlemin tüm sistem kayıtlarına yansıması biraz zaman alabiliyor. Ancak bunun için, en fazla 30 dakikanın, yeterli olduğunu düşünüyorum, çünkü diğer bankalarda yaptığım işlemler bu kadar bile bekletmiyor.
Fakat biz, Deniz Bank’tan ilk çıktığımızda zaten bankaların öğle arasına girmesine 15 dakika falan vardı, yetişemediğimiz için 1 saat, bankanın açılmasını bekledik. 1 saate yakın da, içeride bize sıra gelmesini beklemiştik, etti 2 saat, ve halen maaşta bloke görünmeye devam ediyordu.
Diğer bankadaki işlemleri tamamladık, maaş taşıma işlemini de mobil şubeden tamamlayabileceğimizi söylediler. Eve geldiğimizde saat 17:00’yi geçiyordu ve ben baktığımda, taşıyacağımız bankada halen maaşta bloke olduğu yazısını görüyordum. Akşam saatlerinde nihayet, annemin maaşını taşıma işlemini gerçekleştirdim.
Yani sanıyorum, otomasyon sisteminin aktardığı bilgi diğer bankalara geç düşüyor, ve araştırmalarım, bunun en fazla Deniz Bank’ta olduğu yönünde.
Sonuç olarak, insanların yaşadığı mağduriyeti paylaşma suçunda saygısızlık ve aşağılanma cezasına çarptırıldım. Sansürün her türlüsüne karşıyım ve dün, kendime bir kez daha söz verdim, her zaman, her yerde, ne olursa olsun, kim olursa olsun insanların sorunlarını her türlü yolla paylaşmaya devam edeceğim. Bir gün, olur da iyi bir gazeteci olursam, tüm haklarımı insanlık için, tüm haklarımı hak ve adalet için kullanacağım. Üstelik, hiçbir çıkar beklemeden…
