Bu platformu veya beni ilk kez tanıyanlar için belirteyim, ben görme engelliyim. Bizde banka hesap açılışında farklı prosedürler izleniyor ve bu yazımda da, daha önce birçok abimden duyduğum bir olaya, kendi tanıklığımı sizlerle paylaşacağım.
Evet, beni Facebook’tan vs. takip edenler bilir, 2 Kasım itibariyle 18 yaşımı doldurdum ve daha o günden başıma ilginç olaylar gelmeye başladı. Öğleden sonra KuveytTürk’e dert anlatmakla başlayan banka hesabı maceram, ondan sonra İş Bankası ile boyut değiştirdi.
Tabii ben burada kronolojik gideceğim, o yüzden siz okumaya devam edin. 2018 yılında, KuveytTürk’ten ailemi vasi göstererek KuveytTürk’te hesap açmıştım. Bana 18 yaşıma geldiğimde imza atmam gerektiğini söylemişlerdi, ben de tamam demiştim. Zaman hızlı geçer, ve geçti de, tarihler 2 Kasım 2020, saat 10:00 suları ve telefonuma KuveytTürk’ten mesaj: 18 yaşını doldurduğunuz için işlemlerinizden artık sorumlusunuz, belgelerinizi güncellemek için şubemize gelmelisiniz.
Kronolojik sıralamayı bozdum mu? Yok yok, İş Bankası’na sonra geleceğim, şu KuveytTürk’ü bir anlatalım.
Dersim bitti, daha sonra çıkmadan önce YapıKredi görüntülü görüşme sisteminden hesap başvurusunda bulundum. Bir problem çıkartmadılar, ama işin ucunda imza süreci vardı. Daha sonra annemle dışarı çıktım ve ilk durağım, KuveytTürk oldu.
Sıra numarası alıp beklemeye başladım, ama zaten başıma geleceklerden az çok haberim vardı. Oturdum ve yaklaşık 1 saat sürecek olan, ikna maceram başladı.
İlk önce şubedeki personel, sözleşmeyi okuyamadığım için imza atamayacağımı söyledi. Ben de önce bu sözleşmeyi kaç kişinin okuduğunu sordum, daha sonra da okuma yazma bildiğimi söyledim. O bana bir şey söyledi, ben ona. Sonra açıkçası biraz gerildim ve Emir’i aradım, bana 2014 yılında BDDK’nın yaptığı açıklamayı iletmesini istedim, o da gönderdi.
Tartışmamız sürerken abimiz bana en son, şimdi ben sana bankacılık sözleşmesi yerine kredi sözleşmesi getirdim, o zaman ne olacak? Diye sordu, ben de bu şekilde herkesi kandırabileceğini söyledim. Şu an imzalayacağım sözleşmenin içeriğini bildiğimi ve imzalamak için bir engelim olmadığını ifade ettim. O da en son, vaktin var mı? Diye sordu, ben de evet dedim. Avukata e-posta atıp durumu soracağını söyledi ve beklemeye başladık.
Sonuç ne oldu derseniz, Avukat da benim dediğimi doğruladı, ancak şunu da eklemiş, bu sözleşmeyi kabul ettiğine yönelik kendisinin sorumlu olduğunu belirten bir belge daha imzalayacak. Sonuç olarak imzalarımı attım ve ileride başka işlemlerde sorun yaşamamak için Avukatın gönderdiği e-postayı da görevli, belgelerim arasına ekledi.
Buradan hem sinirli, hem de zafer kazanmış şekilde çıkarken, bana 30 Ekim’de İş Bankası’ndan gelen mesaj aklıma geldi ve çıkmışken onu da halledeyim dedim. Belki biliyorsunuzdur, İş Bankası’nın Maximum Mobil uygulamasından, ön ödemeli kart oluşturulabiliyor. Ben de kişisel bilgilerimle bir hesap açmıştım, kart oluşturup oluşturmadığımı şu an hatırlamıyorum. Bankadan Bankacılık Sözleşmesi’ni imzalamam gerektiğine yönelik SMS gelmişti. Ben de Akdeniz Caddesi şubesine, yakınımda olduğu için hesap açmaya gittim.
Şubenin önünde kuyruk vardı ve içeriye sanıyorum 3’ten fazla kişi almıyorlardı, beklemeye başladım. Güvenlik görevlisi, benim içeride oturarak bekleyebileceğimi söyledi, içeri geçtim. Daha sonra elimde telefonla bildirimlerime bakarken sıranın bana gelmesini beklemeye başladım. Hesap işlemlerine üst kattan bakılıyormuş, orası da müsait değilmiş. Her neyse, beklemeye devam ettim, fakat biraz da sıkıldım. Sonra giriş kattaki personel isterseniz kontrol edebilirim sistemdeki durumunuzu dedi, ben de tamam dedim. Tahmin ettiğim gibi kimlik numaramı sisteme girince bir kayıt çıkmadı ve ben de beklemeye devam ettim. Yaklaşık 25 dakika sonra, bana yukarısının müsait olduğunu söylediler, ben de yukarı çıktım. Güvenlik Görevlisi, hesap açılışı için gelmişler deyince katta bulunan abimizin yüz ifadesi değişti ve ağzından şu sözler çıktı: Buna hesap açamayız ki, nasıl açacağız?
Cevap olarak onu siz bileceksiniz diyecektim de, demedim. Sakinliğimi korudum ve adamın çalıştığı masaya oturdum. Derdimi biraz gergin bir ses tonuyla anlatmaya başladım:
Bakın, buraya gelmeden yaklaşık 1 saat önce KuveytTürk’teydim, orada da derdimi anlatmaya çalıştım. Haliyle biraz gerginim, yardımcı olursanız sevinirim.
Kimliğimi istedi ve verdim, daha sonra bendeki gerilimi ikinci seviyeye çıkartan şu soru geldi: Okuma yazma biliyor musunuz? Ben de, elbette bildiğimi söyledim. Daha sonra durumu anlattım, ancak anlamadı. Telefon numaramı aldı ve beni arayacağını, şu durumda hesap açılış işlemi yapamayacağını söyledi.
Sizce de karşısında durup mevzuat anlatmaya çalışan bir insana, okuma yazma biliyor musunuz? Demek ironik değil mi? İnsan düşünüyor, 12 senedir okuyorsunuz, bu sene üniversite kazanmışsınız ve yeni kararlar veriyorsunuz. Fakat karşılaştığınız şey tam olarak bu. Gerçekten, biz ne için çalışıyoruz? Diye sordum kendime.
Neyse devam edelim, adamın karşısındaki müşteriye “buna” diye hitap etmesi, yani bir diğer tabirle beni neredeyse insan yerine koymaması beni bayağı sinirlendirdi. Eve geçtim ve Emir’e, İş Bankası’nda ne yaşadığını sordum, o da hesap açmaya gitmişti çünkü. Bir de durumu anlattım.
Emir de ben 2 şubeye gittim, ikisinde de senin karşılaştığın gibi aynı şeyi dediler ve telefon numaramı aldılar. Arayacağız diyorlar ama aramıyorlar, diye cevap verdi. Sonra Şikayet Var’dan şikayet yazmamı söyledi, onlar çözüyor sorunu, bana 2 gün sonra ulaştılar hesap açılışı için dedi, ben de Emir’in dediğini dikkate aldım ve derdimi detaylı olarak Şikayet Var’dan İş Bankası’na aktardım. Daha sonra sorunumun kayıt altına alındığı ve dönüş yapılacağı söylendi.
2 gün sonra (04.11.2020), Sinan ile benim üniversiteye gittik, oradan dönerken tramvayda telefonum çaldı ve arayan İş Bankasıydı. Bana hangi şubede sorun yaşamıştınız? Diye sordu, ben de cevap verdim, bilgilendireceklerini söyledi temsilci ve görüşmeyi sonlandırdık. Yine 2 gün sonra (06.11.2020), Pazartesi görüştüğüm kişi beni telefonla aradı ve benden kısmen özür diledi. Bana bir şikayetim olduğunu, bununla ilgili bir mail geldiğini söyledi ve dedi ki, sanıyorum, darıldığınız bir şey olmuş. Ben de evet, sizden önce bir bankada daha aynı şeyi yaşadığım için biraz gerildim, dedim. Sonra tekrar okuma yazma bilip bilmediğimi sordu, ben de bu kez kendimi tutamadım ve çok güzel soru… derken yanımda abim vardı, beni dürtünce durdum. Sonra evet dedim ve o da, gelirsem hesap açılışını gerçekleştirebileceğini söyledi. O gün gelemeyeceğimi, Pazartesi günü uğrayabileceğimi belirttim, o da benden engelli raporumu vs. istedi. Sonra görüşmeyi bitirdik.
Pazartesi günü (09.11.2020), yine tabiri caizse “zafer kazanmış” edasıyla İş Bankası’na geldim ve Güvenlik Görevlisi, beni tanıdı ve hesap açılışı için geldiğimi içeri belirterek beni şubeye aldı. 5 dakika bekledikten sonra yine aynı zafer yürüyüşüyle yukarı çıktım ve bu kez, bir erkek yerine kadın vardı, bana hesap açamayız diyen bey efendi yoktu. Sonra o da bana aynı şeyi sordu: Okuma yazma biliyor musun? Ben de bir üniversite öğrencisi olduğumu, okuma yazma bildiğimi bir kez daha yineledim. Daha sonra sözleşmeleri imzaladım, hesap açılışımı ve banka kartı başvurumu yaptım ve bankadan ayrıldım.
Şimdi ne oldu? Burada, mevzuatı bilmeyen banka personeli mi, yoksa bu eğitimi vermeyen banka genel müdürlüğü mü sorumlu? Bence ikisi de suçlu.
2 sene önce, Ziraat Bankası’ndan da hesap açmıştım ve bana tüm sözleşmelerimi doldurduğumu, 18 yaşımı doldurduğumda hesap kısıtlarının otomatik kalkacağını söylemişlerdi. Yine, Cumartesi günü Enpara’ya başvurdum ve bu sabah kartlarımı teslime gelen Müşteri Danışmanı da görme engelli olduğumu söyleyince sözleşmeyi bana göre düzenleyeceğini söyledi. Benzer şekilde YapıKredi’de de imza atarken kurye, bana bir zorluk çıkartmadı. Tabii şubeye gitseydim işler farklı olabilirdi YapıKredi için, oraya girmiyorum.
İş Bankası ve KuveytTürk, 1 hafta içerisinde 2 günümü götürdü, ama sonuçta kazanan taraf olduğum için çok mutluyum. Ama bu mutluluk, yalnız bana ait değil, yarın buraya gelecek ve hesap açmak isteyecek diğer görme engelli insanlara da ait.
Yarın da 3 Aralık, cidden tesadüf, bu yazıyı yazmaya geçen hafta karar vermiştim. Peki siz bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz? Fikirlerinizi yorumlardan paylaşabilirsiniz.
