Geliştirici:
Bandai Namco
Yayıncı:
Bandai Namco
Tür:
Dövüş (çok şaşırtıcı)
Platformlar:
PC, PS5, Xbox Series X ve Xbox Series S
Çıkış tarihi:
26 Ocak, 2024
2023 Yılı, korku oyunları bakımından zengin geçerken dövüş oyunları da korku oyunlarının altında kalmadı ve peş peşe çıktılar neredeyse. King of Fighters XV, Street Fighter 6, Mortal Kombat 1 derken 2024 yılına 3 dövüş oyunuyla birlikte girdik ve 2024 yılını da Tekken 8 ile açtık. Gerçi Tekken 8 öncesi Killer Instinct bir güncelleme aldı da, o başka bir videonun konusu. :)
Tekken oynamaya PS2 döneminde Tekken 5 ile başlamıştım. Tekken 5’i oynamaya kendimi o kadar kaptırırdım ki, ödev yapmayı unuturdum çoğu zaman. Unuttuğum ödevler de genelde İngilizce ödevleri olurdu. :D
Sonrasında Tekken 5 oynamaktan sıkılıp içindeki Arcade History bölümünden ilk 3 oyunu oynamıştım. Onları da baya uzun oynadıktan ve PS2’yi emekli ettikten sonra PC’den emulatör ile Tekken 6, Tag Tournament 1-2, Street Fighter X Tekken ve Tekken 7 derken Tekken maceram 8’e kadar geldi.
Bu İçerikte Ne Var?
İnceleme başlasın!
Her zamanki gibi ilk olarak hikayeden başlayacağım.
Hikaye
Tekken 8, Tekken 7’nin hemen bitişinden başlıyor. (Spoiler) Tekken 7, Kazuya ve Heihachi’nin büyük dövüşü sonrası Kazuya’nın Heihachi’yi Volkandan atması ile sonlanıyordu. After Credits sahnesinde ise, Jin Kazama’yı Kazuya için yola çıkarken görmüştük ve yedinci oyun bu şekilde sonlanmıştı. 8. Oyun ise direkt Kazuya ve Jin’in dövüşü ile başlıyor ve ne kadar uğraşsak ta Devil Kazuya’yı dövemiyoruz ve maceramız başlıyor.
Hikayede genel olarak Jin Kazama’yı kontrol ediyoruz. Kazama, nihayi amacına ulaşmak için kendini bulmak ve güçlendirmek zorunda, bu nedenle karşımıza çıkan dövüşçüleri tek tek dövüyoruz. Kazama dışında kontrolümüze sunulan Victor, Lee, Steve, King, Xiaoyu gibi karakterler de var ve hepsinin hareketleri birbirinden farklı hissettiriyor. Gerçi zaten hareketleri aynı değildi ama önceki oyunlarda bulunan sesler sanki bütün karakterlerle aynı hareketleri yapıyormuş gibi hissettiriyordu.
Hikaye, 7’ye göre 2 kat daha uzun ama bu uzunluk hikayenin saçmalayacağı kadar sürmüyor. 3-4 Saat uzunluğunda, güzel ve oldukça sürükleyici. Bu arada serinin de en karanlık hikayesi bana göre.
Yeri gelmişken söylemeden geçemeyeceğim. Karakterlerin hepsi Multi Lingual olmaya devam ediyor. Yani şunu demek istiyorum. Kazuya Japonca konuşurken, Nina İngilizce konuşuyor ve birbirlerini anlayıp sanki ikisi de aynı dili konuşuyormuş gibi diyaloğu sürdürebiliyorlar. Bu özellik nedense geliştiricinin aklına altıncı oyunda geldi. Oldukça güzel bir özellik ama benim gibi sadece İngilizce bilen ve alt yazı takibi yapamayan oyuncular için eziyet. Çünkü hikayede önemli yerleri kaçırabiliyoruz. Yine de güzel bir özellik olduğunu yinelemek istiyorum.
Bu kadar hikaye yeter, devam edersem Spoiler verebilirim. :)
Oynanış ve sesler
Oynanış temelde aynı olsa da bir iki yeni özellik eklenmiş. Öncelikle Altıncı oyun ile eklenen ve yedinci oyunda iki tuşa basarak yapımı daha kolay hale getirilen Rage Art’lar olduğu gibi devam ediyor ve 7’ye göre daha uzun ve daha tatmin ediciler. Rage Art’ların yanına Heatsmash diye bir özellik eklenmiş. Bu ise tek bir tuş ile ya da özel bir tuş konbinasyonu ile rakibe normalden daha yüksek hasar veren bir özellik. Heatsmash, Rage Art’ların aksine dövüş esnasında istendiği zaman kullanılabiliyor ve iki farklı varyasyonu var. Diyelim ki ilk Heatsmash’inizi harcadınız, dövüşün ileriki zamanlarında bir kere daha bu sefer farklı bir animasyonun devreye girmesiyle tekrar yapabiliyorsunuz ve baya hayat kurtarıyor.
Oynanış ve sesleri tek başlık altında topladım çünkü birbirini tamamlıyorlar.
Önceki oyunlardan alışkın olduğumuz vuruş sesleri gitmiş, yerine daha Street Fighter vari bir vuruş sesleri eklenmiş ve oyuna cuk oturmuş. Çünkü daha önce de bahsettiğim gibi diğer oyunlarda karakterlerin farklı hareketlerini yapsak ta hep aynı hareketlerin bir değişiğini yapıyormuş gibi hissettiriyordu. Bu sesler sayesinde ise karakterlerin vurduğunu ve aynı vuruşu yapmadığınızı daha iyi hissediyorsunuz. Tam anlatamadıysam 7 ve 8 arasındaki farklara bir de kendiniz Youtube’dan bakın, o zaman bana katılabilirsiniz. :)
Tek değişen şeyler vuruş sesleri de değil. Karakterler hareketleri yaparken çıkarttıkları sesler de değişmiş. Bu sayede Aynı karakter’i kontrol ettiğinizi ama arasından belli bir süre geçtiği için yaşlandığını ya da kendini geliştirdiğini hissedebiliyorsunuz.
Müzikler ise bir harika. Şu an bile bu incelemeyi yazarken arkada Soundtrack’i dinliyorum. Çoğu zaman bu müzikleri yapan kişi ile tanışmak istiyorum diye geçirdim içimden. Bazen ise iptal edilen Tekken X Street Fighter oyunundan devşirdikleri müzikleri kullanmışlar gibi geldi, ama öyle düşündüğüm müzikler bile güzel. Şu müziğe bir baksanıza, nasıl kötü olabilir ki.
Oynanış ve sesler hakkında düşüncelerim de bu kadar. Bunları belirtiyorum çünkü sitede daha önce denemediğim bir şeyi deniyorum. :)
Grafikler ve PC Optimizasyonu
Tekken 8, geliştirilirken Unreal Engine 5 oyun motoru kullanılan bir dövüş oyunu. Bu sebeple oynamadan önce bu oyunda kesin optimizasyon sorunu olur diye düşündüm ama hayır, hem oyun çok güzel görünüyor (görebildiğim kadarı ile) Hem de PC optimizasyonu müthiş. Ben RTX3060, 16 GB Ram ve 11400F kombosu ile Ultra’da oynadım ve en ufak bir kasma yaşamadım. Kardeşim ise benim eski PC’de 750ti ile oynuyor ve sisteminden dolayı ufak kasmalar yaşasa da rahat oynayabiliyor. Bu optimizasyon için Bandai Namco’yu tebrik ederim. Nasıl optimizasyon yapılır diye ders olarak okutulması gereken bir oyun ortaya konulmuş.
Grafik ve optimizasyon konusu bu kadar. En can alıcı noktada sıra.
Erişilebilirlik
Bandai Namco bu kadar iyi bir oyun ortaya koymuş olmasına rağmen erişilebilirlik kısmında sınıfta kalmış. Oyunda erişilebilirlik diye ayrı bir menü bulunuyor fakat girdiğinizde sadece ama sadece Colorblind (renk körlüğü) modunu bulabiliyorsunuz. Bu mod ise görme engelli oyuncular arasında baya dalga konusu oldu, çünkü açtığınızda az gören oyuncularda baş dönmesi, mide bulantısı ve benzeri şikayetler meydana gelmiş diye okudum. Beni sorarsanız ben açmadım çünkü renk körü değilim.
Katsuhiro Harada ise yaptığı açıklama ile iyice gözümden düşen biri oldu. Çünkü yaptığı açıklamada biz bütün oyuncuları düşündük ve oyunumuza sayısız erişilebilirlik ayarları ekledik diyor. Ama az önce de dediğim gibi Colorblind dışında hiç bir şey yok, o da düzgün çalışmıyormuş zaten. Eğer Harada’nın bahsettiği özellik Combo Assist ise oldukça iyi bir özellik. Aslında bundan oynanış kısmında bahsedebilirdim fakat, erişilebilirlikte övecek bir şey kalsın diye orada bahsetmedim.
Combo Assist, eğer benim gibi kombo özürlü iseniz ama dövüş oyunlarını seviyorsanız hangi tuşa basarsanız basın rahatça kombo yapmanızı sağlıyor. Bu sayede diğer oyunculara karşı kötü durumda olmuyorsunuz. Ve bu kadar. Övülecek tek bu var erişilebilirlik olarak. Mortal Kombat 1’deki gibi ekran okuyucu, sinematik açıklama, yön belirten ses ipucu, vurup vurmadığınızı belirten ipucu yok. Umarım ileriki zamanlarda güncellemeler ile daha iyi bir hale gelir ama sanmıyorum.
Artılar ve eksiler
+PC Optimizasyonu ve grafiklerin çok iyi olması
+Seslerin ve ses dizaynının daha iyi olması. Directional Audio olayına sonunda geçebilmişler.
+Sıkmadan ve yeterli uzunlukta bitebilen eğlenceli ve serinin en karanlık hikayeye sahip olan oyunu.
+Müzikler bir harika
+Karakterlerin vuruş esnasında çıkarttıkları seslerin (sonunda) değişmesi
-Röportaja rağmen oyunda Colorblind dışında hiç bir özelliğin bulunmaması. Bunun yüzünden karakter özelleştirme, Arcade Quest ve benzeri modları deneyemedim.
Ve bu kadar. Açıkçası erişilebilirlik te düzgün olsaydı 10 10’luk bir oyun olurdu ama olamadı.
90.
