1. Anasayfa
  2. Oyun

Activision ve Microsoft Satın Alım Anlaşması: Tekel mi, Rekabetçi mi?

Son günlerde oyun dünyasının en çok konuşulan konularından bir tanesi Activision ve Microsoft satın alım anlaşması. AB onay verdi ancak, gözler anlaşmayı reddeden bir diğer kuruluş olan ABD'deki FTC'ye çevrilmiş durumda. Yazımda, Microsoft'un Activision'u satın alarak gerçekten de tekel gücünü artırmak mı istediğini, yoksa şirketin gerçekten kullanıcı dostu mu olduğunu yakından inceleyeceğiz. Uzun bir aradan sonra, yeni özgün içeriğime hoş geldiniz...

Activision ve Microsoft Satın Alım Anlaşması: Tekel mi, Rekabetçi mi?
0

Activision ve Microsoft satın alım anlaşması hiç şüphesiz oyun ve teknoloji dünyasının son dönemde en çok tartıştığı konular arasında. Oyun tarihindeki en büyük satın alım anlaşması olarak bilinen 2 şirket arasındaki sözleşmede Microsoft, 67 milyar Dolar bedel karşılığında Activision’u bünyesine katmak istiyor. Fakat bu anlaşma, daha duyurulduğu ilk günden büyük bir tepki çekmeye başladı ve bazı yasal kuruluşlar, Microsoft’u tekel olmaya çalışmakla suçladı. Peki gerçekten haklılar mı? Microsoft’un amacı oyun dünyasında tekel bir güç olmak mı? Activision ve Microsoft satın alım anlaşması hakkındaki yazıma hoş geldiniz.

Aslında uzun bir süredir bu konuyu değerlendirmeyi düşünüyordum, temel sebebi ise Sony’nin ABD’deki Federal Ticaret Komisyonu’na karşı (FTC) bu satın alımla ilgili yaptığı bana göre komik olan savunmaydı. Fakat kendi fikirlerimi tam olarak paylaşmadan önce, Avrupa Birliği’nin anlaşmaya ilişkin nasıl bir karar vereceğini görmek istedim, çünkü bununla ilgili de bazı şeyler yazacağım.

Nihayetinde AB’nin ticaret düzenleme komisyonu olumlu bir karar verdi ve eminiz, bu Microsoft’u mutlu etmiştir. Peki ben Activision ve Microsoft satın alım anlaşması hakkında ne düşünüyorum? ABD’nin karşı tutumları ve Sony’nin paranoyaklığı, anlaşmanın feshi için geçerli sebepler olabilir mi?

Bu İçerikte Ne Var?

Activision ve Microsoft satın alım anlaşması, Sony’ye biraz insaflı olma daveti

GENEL KATEGORİSİNDEN İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR: Apple Yapay Zeka Ürünleri İçin İş Alımlarına Başladı!

ANDROID KATEGORİSİNDEN İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR: OnePlus Nord 3’ten Yeni Fotoğraflar ve Daha Fazla Detay!

OTOMOTİV KATEGORİSİNDEN İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR: HarmonyOS Artık Çin’deki Volkswagen Arabalara Güç Verecek!

Ben tekelcilik ile ilgili yorum yaptığımda, bir şirketin tekel olup olmadığının kararını, genelde kullanıcıları nasıl yönlendirdiğine bakarak veriyorum. Hatta geçtiğimiz yıl aldığım bir derste Facebook üzerinden bu konuyu detaylıca araştırmıştım ve çalışmamı detaylandırmak ve Türkçeye çevirmek gibi bir planım da var.

Kısaca neden bahsettiğimi açıklayayım, Facebook, Instagram’ı satın aldı ve kendisine bağladı, onu kendi hizmetleri için sağlam bir  kazanç kapısı haline getirdi. İnsanları bu uygulamaya bağımlı hale getirdi ve sonuç olarak Instagram, piyasada alternatifsiz kalmayı başardı. Facebook bugün, bu hakim konumunu rakiplerini önlemek ve onların büyümesini engellemek için kullanıyor.

Tabii şunu da unutmamak lazım, bana göre tekelcilik ve şirketler ayrı ayrı kategorilerde incelenmeli, bir şirketin gerçekten tekel olup olmadığına yarattığı etki ve sonuçlara bakılarak karar verilmeli. “A şirketi tekel mi?” sorusunun cevabı için, o şirketin rakiplerine karşı nasıl bir tutum sergilediğine bakılmalı veya alternatif servislere nasıl yaklaşıldığına göz atılmalı.

Buraya kadar benim bakış açımı az da olsa anlamışsınızdır diye düşünüyorum. Gelelim şimdi bunun üzerinden, Activision ve Microsoft satın alım anlaşmasını değerlendirmeye.

Bugün Microsoft, adını sayamayacağım kadar çok şirket ve markaya sahip. Bunların bir kısmı tamamen kendisine ait olan şirket (örneğin Windows işletim sistemi gibi) bir kısmını da potansiyel gördüğü için satın aldı (örneğin Swiftkey gibi). Microsoft Windows işletim sistemi ile PC pazarını hali hazırda ele geçirmiş durumda ancak, bunun haricinde firma, pek çok alanda stabil faaliyet gösteriyor, yani ne Windows gibi çok güçlü, ne de Windows Mobile gibi berbat.

Aynı zamanda şunu da unutmamak lazım, Microsoft, girişimcilere ve küçük şirketlere destek veren, yine bir gelecek ışığı gördüğü projeye katkı sunan bir şirket. Üstelik bunu, o şirketi satın almak karşılığında falan da yapmıyor. Ayrıca firma sürekli yeni girişimciler de yetiştiriyor. Hatta onlardan bir tanesiyle, Zülal Tannur ile bir röportaj yapmıştık, izlemediyseniz sizi aşağıya alalım.

Tüm bunlar göz önüne alındığında, en azından Microsoft’un kendisi için, “tekel olmayı amaçlayan bir şirket” yorumunu yapmanın çok da mantıklı olmadığını görebiliriz. En azından, aldığı bazı derslerden sonra hakim konumunu kötüye kullanmıyor. Tabii ki orada da eleştirebileceğimiz pek çok konu var ancak yazımızın dışında, o yüzden şimdilik pas geçelim.

Şimdi gelelim asıl kısma, yani Xbox tarafına. Xbox markası ve Xbox oyun konsolları, Microsoft’un en çok yatırım yaptığı ürün ve hizmet alanları arasında bulunuyor. ABD’li dev özellikle Xbox GamePass servisi ile uygun fiyatla kullanıcıların pek çok oyuna ve oyun içeriğine ücretsiz erişebilmesini sağlıyor. Tabii diğer içeriklerde de ekstra indirimler yapılıyor.

Windows, aynı zamanda oyuncuların en çok tercih ettiği işletim sistemi olduğu için Microsoft, son zamanlarda Xbox için geliştirdiği oyunları Windows platformuna da sunuyor, yani çarpraz platform desteği bu tarafta gerçekten önemli. Çünkü Microsoft, konsol satışlarında Sony ile rekabet etmenin zor olduğunu biliyor, bu yüzden elindeki tüm imkanlarını kullanıyor.

Son dönemlerde şirket, pek çok oyun stüdyosunu bünyesine katmaya başladı. Bunlardan bazıları yine popüler oyunları geliştiren şirketler iken, bazıları da küçük çaplı projelerle gelen girişimlerdi. Ancak Actvision ile yapılan anlaşmaya kadar Microsoft’un satın alımları ulusal mercilerin çok da ilgilendiği bir konu değildi.

Microsoft ve Actvision satın alım anlaşması duyurulduktan sonra satın alan taraf olarak Microsoft’un, anlaşmayı AB ticaret değerlendirme komisyonu, ABD Federal Ticaret Komisyonu ve İngiltere’de konuyla ilgilenen komisyon başta olmak üzere Dünya genelindeki pek çok ülkeye onaylatması gerekiyor, aksi takdirde satın alım tamamlanamıyor. Yani paranızı olması yeterli değil.

FTC gibi yasal kuruluşlar, bu anlaşmayı hukuka uygunluk, tekel oluşturabilme ihtimali gibi pek çok unsuru göz önüne alarak inceliyor ve bir karara varmaya çalışıyor. Komisyon üyeleri arasında bu konuda farklı görüşler çıkabilir, ki AB anlaşmayı onaylamasına rağmen oy birliği sağlanamamıştı, çoğunluğun oyuyla onay süreci tamamlandı.

Ancak komisyonların kendi değerlendirmelerine ek olarak, hem oyun, hem de konsol sektöründen anlaşmaya çeşitli itirazlar geldiği için, bunların da incelenmesi ve gerekirse Microsoft’tan savunma alınması gerekiyor. Bu süreçler, düz mantıkla aşağı yukarı bu şekilde ilerliyor.

Microsoft’un Activision’u satın alım hamlesine gölge düşürebilecek en güçlü itiraz Japon teknoloji devi Sony’den gelmişti. Sony, Microsoft’un eline geçtikten sonra Activision’un piyasaya süreceği yeni Call Of Duty gibi oyunlarda şirketin, kasıtlı olarak PlayStation için bu oyunları hatalı çıkarabileceğini öne sürdü. Sony dedi ki, oyunlar Xbox’ta daha iyi çalışırken PlayStation konsollarda tam optimize edilmeyebilir, buglarla dolu olabilir veya oyun deneyimini etkileyebilecek başka olumsuzluklar görülebilir.

Aslında ilk endişe, bu kadar güçlü bir oyunun artık sadece Xbox ve PC’de oynanabilecek olması yönündeydi, microsoft sırf bu algıyı kırmak için Sony’ye 10 yıllık bir anlaşma götürdü ve bu süre boyunca Activision oyunlarının PS konsollara geleceğini taahhüt etti. Tabii bu Sony’yi ikna etmeye yetmedi.

Sony benzer iddiaları dillendirmeye ve Microsoft’u bu satın alım sonrası elindeki gücü kötüye kullanacak olmasıyla suçlamaya devam etti ve bu çoğu kişi tarafından tepkiyle karşılandı. Herkes Sony’nin abarttığını düşündü. Mesela Microsoft, Activision oyunlarını bilerek PS konsollara hatalı çıkarttı diyelim, insanların burada ilk öfke durağı Sony değil, Microsoft olacaktır.

He tabii şu da düşünülebilir, Xbox’ta oyun gerçekten daha iyi çalışırsa, insanlar yeni bir Xbox satın almaz mı? O iş tam olarak öyle olmuyor.

Peki Microsoft bu kadar vahşi mi? Gerçekten işleri bu kadar abartır mı? Bizce hayır. Dilerseniz, nedenleriyle buna bir göz atalım.

Microsoft ve Xbox neden tekel değil? Hatta tekelden daha çok nasıl rekabetçi olabiliyor?

Her şeyden önce, eğer düz bir mantıkla birisini “tekel” olmakla suçlayacaksak, bu işe bir süre öncesine kadar Sony’den başlamamız gerekiyordu, çünkü şirket, oyunlarını PlayStation’dan başka bir platformda satışa sunmuyordu. Ama bir süre önce gördük ki Sony, oyunlarını artık PC’ye de getiriyor, çünkü bu pazardaki oyuncuların parasını almak da önemli.

Şimdi gelelim, Microsoft ve Xbox neden tekel olamaz? İlk başlığımızda aslında pek çok şeyden bahsettim ama, yine söyleyeyim.

Microsoft; girişimcileri, değer verdiği fikirleri ve potansiyel gördüğü şirketleri sürekli destekleyen ve onlara yatırım yapan bir şirket. Örnek olarak OpenAI’ya bakabilirsiniz.  Bunlardan bazıları Microsoft’un çatısı altına girebilse de genel olarak hepsi bağımsız çalışıyor ve Microsoft’tan sadece destek alıyorlar. Eğer Microsoft, tekel olmak isteyen bir şirket olsaydı, bu gücünü girişimcileri desteklemek için değil, hakim konumunu korumak için kullanırdı, aynı Facebook gibi.

Windows Phone ve başarısız olduğu bazı girişimleriyle bugün Microsoft bir kenara atılıyor, ancak bu kesinlikle yanlış. Gelelim Xbox ve oyun tarafına.

Microsoft, oyunlarına her yerden erişilmesini isteyen bir şirket, yani diyor ki, GeForce Now da kullansan, Xbox Cloud Gaming de kullansan hiç önemli değil, ben oyunlarımı tüm bulut platformlarında kullanıma sunacağım. Üstelik şirketin bazı vaatleri de var, örneğin Nintendo Switch için bir Call of Duty oyunu çıkartmak gibi. Microsoft, yaptığı her açıklamasında daha fazla oyuncuya ulaşmak istediklerini ve bunun için farklı platformlarda yer almaya devam edeceklerini söylüyor. Bunu, atılan somut adımlarla görebiliyorsunuz.

Bugüne kadar içerisinde bulunduğu başka işlerde de cömert tutumunu gösteren Microsoft, sizce Activision’u satın aldıktan sonra PlayStation kullanıcılarını mağdur mu edecek? Bence pek olası değil. Microsoft, oyuncular için son dönemde yaptıklarıyla gerçekten övgüye layık.

ABD Federal Ticaret Komisyonu’nun kararlarını Sony’nin iddialarından etkilenerek vermiş olma ihtimali çok yüksek. Bu nedenle Activision ve Microsoft satın alım anlaşmasının tamamlanması bir miktar gecikebilir. Söylentilere göre Microsoft, çok sağlam bir avukatla anlaşmış ve güçlü bir savunma hazırlıyor.

Bu arada şunu da belirtmek lazım, PC pazarında Microsoft’un eli açık olabilir ancak konsol pazarında özellikle son nesilde Microsoft satışlarda hissedilir derecede geride kaldı. Yani Sony’nin iddia ettiği gibi Microsoft’un PlayStation konsollara oyunu hatalı çıkartması, ABD’li deve de kaybettirir çünkü insanlar, oynayamadığı bir oyuna para harcamazlar, başkalarının da satın almasına engel olurlar. Biliyorsunuz, bugün oyun içi içerikler, oyunların kendisinden daha çok kazandırıyor.

Sonuç

Görüldüğü gibi, olaya tekdüze yaklaşıldığında her zaman olduğu gibi itirazda bulunan tarafı haklı görmek mümkün. Ancak detaylı bir şekilde incelediğinizde fark ediyorsunuz ki Activision ve Microsoft satın alım anlaşmasındaki durum çok ama çok farklı. Ortada her kullanıcıya, her cihaz türüne ulaşmak isteyen bir Xbox ve olduğu yerde dönüp duran bir Sony var. Karar elbette sizlerin, ancak ben Microsoft’un bu satın alımla oyun piyasasındaki tekel gücünü artıracağına ilişkin iddiaları, şu koşulda çok mantıksız buluyorum. Bugüne kadar Sony de pek çok popüler oyun stüdyosunu bünyesine kattı, kimse bir şey dedi mi?

Tabii benim düşüncelerimden çok sizin ne düşündüğünüz önemli. Activision ve Microsoft satın alım anlaşması hakkında siz ne düşünüyorsunuz? Sizce Sony’nin iddiaları ve ABD FTC’nin anlaşmayı reddetme kararı doğru mu? Activision ve Microsoft satın alım anlaşması hakkındaki fikirlerinizi lütfen yorumlar bölümünden bizimle paylaşın.

Reaksiyon Göster
  • 0
    alk_
    Alkış
  • 0
    be_enmedim
    Beğenmedim
  • 0
    sevdim
    Sevdim
  • 0
    _z_c_
    Üzücü
  • 0
    _a_rd_m
    Şaşırdım
  • 0
    k_zd_m
    Kızdım

Uzun yıllardır teknoloji ile iç içeyim. İlk bilgisayar kullanmaya başladığım 2012 yılından beri, teknoloji benim en büyük tutkum oldu. İlerleyen yıllarda çeşitli konularda kompozisyonlar yazdım ve bazı yarışmalarda derece de elde ettim. Teknoloji araştırmalarımı YouTube, diğer teknoloji platformları ve forumlarda yaptım ve bugün bunlara ek yabancı kaynaklar ve makale tarzı içerikleri de inceliyorum. 2017 yılında yazım alanında edindiğim tecrübeleri insanlara aktarmak amacıyla Voice Tekno web sitesini kurdum ve o günden bu güne yazdığım haber ve özgün içeriklerle okuyucularımı memnun etme çalışmalarım devam ediyor. En büyük hayalim, bu platformu tanınan, bilinen bir yer ve teknoloji deyince insanların aklına gelen ilk platformlardan biri haline getirmek. Gelecekte bu konuda daha çok çalışma yapmayı ve iş birliklerimizi geliştirmeyi hedefliyoruz.

Yazarın Profili

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir