Bugüne kadar Google’ı, geliştirdiği açık kaynak kodlu projelerle hem son kullanıcıların, hem de geliştiricilerin yanında olarak gördük. Google’ın tasarladığı ürünleri herkesi hedefleyerek geliştirdiğine inandık.
Şirketin sahip olduğu ve pazar payı açısından Dünya’da lider olan Android işletim sistemini, sunduğu birçok özellikle esnek, üreticilere sağladığı kolaylıklarla çok fazla tercih edilen bir işletim sistemi olarak tanıdık. Her şeyden önce Android’e, açık kaynak kodlu bir işletim sistemi olduğu için “özgürlük alanı” dedik. Yok, bu yazımdaki amacım sizi bu fikirden vazgeçirmek değil, hep birlikte, gerçekte Google’ın ne kadar özgürlükçü olduğunu yakından inceleyecek, şirketin aslında geliştirdiği ve işbirliği yaptığı üçüncü taraf firmalara resmen dayattığı servisleriyle nasıl tekel konumunu koruduğunu tartışacağız. Evet, bu Voice Tekno’da ne ilk gördüğünüz, ne de son kez göreceğiniz bir monopolizm eleştirisi olacak.
Epic Games ve Google davası
Epic Games, 2020 yılında Apple’ın sahibi olduğu uygulama mağazası AppStore ve Google’ın sahip olduğu uygulama mağazası Play Store tarafından ambargoya maruz kalmıştı. Her 2 platform da, şirketin Fortnite oyunu içerisine kendi ödeme sistemini entegre etmesi sebebiyle, oyunu uygulama mağazalarından kaldırmıştı.
Epic Games, elbette bu duruma sessiz kalmadı ve kısa süre içerisinde Apple ve Google’a rekabete engel oldukları ve hakim pozisyonlarını kötüye kullandıkları gerekçesiyle ABD’de dava açtı. Bu davalardan Apple’a karşı olan geçtiğimiz yıl sonuçlandı ve Cupertinolu devin leyine karar çıktı. Nasıl yani? Diye sormayın, çünkü bugünkü konumuz Apple değil.
Firmanın Google’a açtığı dava ise geçtiğimiz hafta karara bağlandı ve Google’ın, hakim pozisyonunu kötüye kullandığı ve rakiplerini engellediği tespit edildi. ŞU an şirkete nasıl yaptırımların söz konusu olacağı bilinmiyor fakat, böylesine rekabet dostu görünen bir teknoloji devinin nasıl tekel olabileceği herkes tarafından merak ediliyor. Bunun aslında pek çok nedeni var ama, biz yazımızda özellikle mobil tarafta dönen durum üzerine konuşacağız.
Google nasıl tekel bir şirket? Teknoloji devi, uygulama geliştiricileri ve iş ortaklarından ne istiyor?
Şimdi sizinle bir hayal kuralım. siz ve ben, bir akıllı telefon tasarladık ve onu Android işletim sistemiyle piyasaya sürmek istiyoruz. Bizi nasıl bir süreç bekliyor?
Maalesef, eğer telefonumuzda Google Play servislerinin yer almasını istiyorsak, Google’a üreteceğimiz cihaz başına belirli bir ücret ödememiz gerekiyor. Google Play Store, YouTube gibi uygulamaları ancak bu sayede cihazımızda ön yüklü olarak sunabiliyoruz.
Ancak Google bize diyor ki, benim işletim sistemimi kullanacaksan, telefonunun ana ekranında benim uygulamalarımı öne çıkaracaksın. Mesela, birinci sayfada bir Google Arama vidget’ı olacak ve telefonunu ilk açtığında herkes, Google logosunu görecek. Uygulama mağazamı da yine kısa yol olarak buraya ekleyeceksin.
Google’a bu durunda şu soruyu sormak en doğal hakkımız değil mi, ben zaten senin servislerin için sana para ödedim, bana niye şunu şuraya koy, bunu buraya koy diye şart koşuyorsun? Yok, maalesef değil. Eğer Google’a bu soruyu sorarsak şirket bize diyecek ki, beğenmiyorsan kullanma kardeşim. Ama unutma, Google olarak senin satışa sunacağın hiçbir Android cihaza destek sağlamam, her işini kendin yaparsın.
Haydi, bir de geliştirici olalım. Şu anda Çin dışı pazarda Android’te en çok kullanılan uygulama mağazası Google Play Store ve siz, milyarlarca kullanıcının cebine girmek için Google Play’de yer almak zorundasınız. Aylarca üzerinde çalıştığınız bir uygulamayı, ya ücretli ya da uygulama içi satın almalarla birlikte ücretli olacak şekilde mağazada yayınladınız. Google, hangi durumda olursanız olun, her uygulama ve uygulama içi satın alım tutarının %30’unu komisyon olarak alıyor ve siz bu nedenle, daha başlangıç aşamasında emeğinizin büyük bir kısmını Google’a kaptırıyorsunuz.
Uygulamanızın içine reklam koysanız, yine Google’ın Adsense servisine başvurmak zorundasınız ve yine, Google’dan alacağınız ödeme sizi tatmin etmeyecektir.
Akıllı telefon şirketi olmayı da, uygulama geliştiricisi olmayı da boş verin. Biz bugün Android dünyasında neyi eleştiriyoruz? Akıllı telefon üreticilerinin sürekli yeni modeller çıkarmasını, aynı akıllı telefon modellerini farklı isimlerle satışa sunmasını veya mevcut bir amiral gemisi model eskimeden, yenisini tanıtmalarını. Evet, ilk başta bu eleştirileri yapmak gayet mantıklı ama, size Android akıllı telefon üreticilerinin, sattıkları akıllı telefonların gelirleri haricinde Android’ten hiçbir şey kazanmadığını söylesem? Evet, Google’ın uygulamalarına cihazınızda yer veren ve bu sayede şirketin reklam gelirlerinin artmasına katkı sağlayan bir akıllı telefon üreticisiyseniz, Google’a kazandırdığınız paradan size düşen hiçbir şey yok. Elbette, Google çeşitli seviyelerde kendi işletim sistemini kullanan OEM üreticilere destekler sağlıyor fakat, bunlar olağanüstü düzeylerde değil.
Bu nedenle, Android cihaz üreticilerinin akılı telefon satışları düştükçe, büyük oranda kârlarının da azaldığını görebilirsiniz. Tabii ki istisnalar var, mesela Samsung. Google’a en yakın üretici olduğu için şirket, platformda kendi uygulama mağazasına ve ödeme sistemine yer verebiliyor ve siz, Galaxy Store üzerinden uygulama, tema veya duvar kâğıdı gibi şeyleri satın alabiliyorsunuz. Tabii ki kaç kişi kullanıyorsa.
Tüm bunları okuduğunuzda şunları düşünebilirsiniz, tamam da, öyle ya da böyle zaten Android telefonuma üçüncü taraf uygulamaları ve uygulama mağazalarını yükleyebiliyorum ve Apple cihazlarda olduğu gibi, kapalı kapılar ardında değilim. Görece haklısınız, fakat Google’ın, gelecekte dışarıdan edinilen uygulamalar konusunda büyük sınırlamalar uygulayacağı ve hatta APK yüklemelerinin önüne geçmek isteyebileceği konuşuluyor. Ayrıca en başından beri vurguladığım nokta, Android’in kullanıcılardan ziyade, iş ortaklarına ve geliştiricilere yaptığı dayatmalar önemli.
Bugün pek çok Android cihaz üreticisi, ürünlerine geliştirdikleri çeşitli ücretli servisleri dahil etmeye başladı. Bunun en temel sebebi, son yıllarda akıllı telefon pazarında gittikçe azalan talep. Yani şirketler bir ürün geliştiriyor fakat, o ürün üreticiye beklediği kazancı sağlamıyor, en azından akıllı telefon tarafında.
Şimdi kısaca toparlayalım. Google akıllı telefonlarda;
- İş ortaklarına tatmin edici ödemeler yapmıyor, buna karşılık cihazlarda yer verilmesini zorunlu tuttuğu hizmetleriyle büyük paralar kazanıyor,
- İş ortaklarından kendisini öne çıkarmalarını istiyor.
Şirket geliştiriciler kanadında ise;
- Hem uygulama hem de uygulama içi satın alımlarda kazancın %30’una el koyuyor,
- Özgür bir platform olduğunu iddia etmesine rağmen, geliştiricilerin kendi ödeme API’larını uygulama ve oyunlarına entegre etmelerine izin vermiyor, onlara sınırlar ve kanunlar koyuyor.
Ayrıca Android’in tamamı da açık kaynak kodlu değil. Google, özellikle işletim sisteminin belirli alanlarına erişimi kısıtlıyor. Bu kısıtlamalar, Google servislerini içermeyen cihazların güncellenmesini, hatta bu cihazların bazı Google servislerini kullanmasını bile engelleyebiliyor. Bu nedenle bugün Huawei kullanıcıları, akıllı telefonlarına Google uygulamalarını yükleyebilmek için çok fazla çaba sarf ediyor ve Google’ı kandırmaya çalışıyor.
Şimdi tüm bu yazdıklarımı bir düşünerek kendinize şu soruyu sorun, Google gerçekten de bir özgürlük savaşçısı mı? Teknoloji devi, perdenin arkasına baktığınızda iş ortaklarının ve uygulama geliştiricilerinin ne kadar yanında?
Evet, servislerini kullanmadığı için üreticileri kısıtlayan, servislerini kullandığı için onlardan para alan, üstüne üstlük onlar sayesinde para kazanan bir şirketin söz konusu hakim pozisyonunu kötüye kullanmak olduğunda çok da masum olduğunu söyleyemeyiz. Geliştiricilerden makul komisyonlar almayan, gelecekte platformu üçüncü taraf ağlara karşı daha da sınırlayacağı düşünülen Google’a, “tekel değil” diyemeyiz. Dersek, bugüne kadar tekel olmakla suçladığımız şirketlere büyük haksızlık etmiş oluruz.
Sanmayın ki bu durumdan hiçbir Android cihaz üreticisi şikayetçi değil, tabii ki onlar da Google’ın uyguladığı politikalardan dolayı dertli. Hatta ben son zamanlarda akıllı telefon üreticilerinin kullanıcı ara birimlerine “OS” takısını eklemelerinin arkasında, şirketlerin zaman ve koşullar uygun olduğunda Android’i tamamen terk etme düşüncesinin olduğunu tahmin ediyorum.
Bugüne kadar Apple, kullanıcılarını güvenliği öne sürerek kandırdı, görünüşe göre bu konuda sıradaki adım Google’dan gelecek. Artık sektörün Apple ve Google’a karşı dik durabilecek güçlü alternatife, alternatiflere ihtiyacı var. Yoksa yakında sahip oldukları kullanıcı verileri ve baskı gücüyle bu şirketler, endüstri için büyük bir tehlikeye dönüşecek.
Bugün Google’ın Chrome web tarayıcısı, Drive uygulaması ve sahibi olduğu video platformu YouTube zaten Android’ten bağımsız, tek başlarına çok güçlüler. Chrome’u ya da Drive’ı kullanmadığınızı düşünelim, YouTube uygulamasını kullanamadığınız bir akıllı telefona, sanırım asla para ödemek istemezsiniz. Eliniz ya bir iPhone’a gidecek, ya da Google servislerini içeren bir Android telefona.
Google’ın hakim konumunu kötüye kullanması yalnız tekelcilik üzerinden değil, organize tekelcilik başlığıyla incelenmeli diye düşünüyorum. Neticede Windows Phone’un başarısız olma nedenleri arasında platformda Google servislerinin olmaması büyük pay sahibiydi. Bugün üçüncü bir mobil işletim sisteminde Google’ın var olmayı isteme ihtimali sizce nedir?
İşte mesele tam olarak bu. Siz ne kadar güçlü olursanız olun, Google gibi “açık kaynak kodlu” diyerek pazarladığınız bir işletim sistemini üreticilere çeşitli koşullarla lisanslayamadığınız sürece, o güç hiçbir işe yaramaz. Tabii ki sizin de bir YouTube’a, Gmail’e veya Google arama motoruna ihtiyacınız var ki, tüketiciler sizi tercih etsin.
Tüm bu yazdıklarımı göz önüne aldığımda diyorum ki harbiden Google’ın tekelciliği, “bi” başka tekelcilik. Hepimizi, ama en başta iş ortaklarını ve geliştiricilerini kısmen doğru ama detaya inince yanlış bir cümleyle kandıran, şu koşullarda yıkılması çok zor bir tekelcilik. Ama ne olursa olsun incelenmesi, tartışılması gereken bir tekelcilik.
Google’ın tekel olduğu konu Android platformuyla sınırlı değil ancak, biz yazımızı burada bitireceğiz. Ne de olsa bu konuları, gelecekte çok daha fazla konuşacağız. Ne diyelim, üreticilerin ve uygulama geliştiricilerinin hak ettiklerini kazandığı, platform sahiplerinin onlara bir şeyler dayatmadığı günleri görmek dileğiyle.
Peki siz, Google’ın tekel bir şirket olduğunu düşünüyor musunuz? Sizce Google neden bir tekel veya değil? Fikirlerinizi lütfen yorumlar bölümünden bizimle paylaşın.
