Teknoloji, hayatımızda bir çok şey değiştirdi. İlkönce bilgisayarımızdakinden bile daha yüksek Ram kapasiteleri, daha sonra cam gibi ekranlar ve bu yılın tteknoloji trendi olan çerçevesiz ekranlar. Evet ismi çerçevesiz olabilir, ancak ekranlar tabikide %100 ekran kasa oranına sahip değil. Ben size bugün başlıktanda anlayacağınız üzere, çerçevesiz akıllı telefon alıp almamanız konusunda size bilgi vereceğim. Hangi markalar bu tasarıma geçti? Hangi markalar hem çerçeveYukarıda Samsung’un 2 farklı amiral gemisini görmektesiniz. Aradaki fark çok anlaşılır, S8 modeli, S7’den dış görünüş olarak daha zarif. Neden dış görünüş dediğimi birazdan yazacaklarımla anlayacaksınız. Bu cihazlar, hayatımıza çok hızlı girdi. Xiaomi MİX modeliyle ilk kez bu kadar güçlü bir şekilde gündeme gelen bu teknoloji, çok hızlı bir şekilde yayılarak bir çok bildiğimiz ve hatta bilmediğimiz üreticide kullanılmaya başladı. İnsanların çok hoşuna giden bu durum bazı sorunlarıda beraberinde getirdi. Örneğin oynadığınız oyunlar, izlediğiniz videolar, kullandığınız uygulamalar Bu 18.5/9 ekran kasa oranına uygun değildi. Kısacası firmalar kendilerine iş çıkardılar. Uygulamalar ve oyunlar bu ekran kasa oranı için opdimize edilebilir olsada, videolar için aynı şeyi söyleyemiyoruz maalesef. Çünkü videolar belli bir oranda çekiliyor, örneğin 4/3 oranlı bir videoyu, 1ekrana sığdıramazsınız. Sığdırsanızda görüntü küçük olacak, yani kalitesi bozulacaktır.
Elbette bir düzene alışmak bu kadar kolay olmaz. Akıllı telefonlar ilk çıktığı zamanda çok olumlu karşıılanmıyordu. Ama bu değişim biraz ani oldu diyebiliriz. Firmalar, kullanıcıların görüşlerini almak yerine risk almayı tercih ediyorlar. Tabi o kadar para verince, insan farklı bir şey beklemekte gayet haklı.
Tabi bizim örnekleri Samsung üzerinden vermemizin nedeni, yaygın olarak kullanılması. Yoksa daha bir çok firma bu kervana katılmış durumda.Tabiki sorunlar burada bitmiyor. Telefonun önündeki çerçeve olmadığı için, yere düştüğünde sağlam çıkma olasılığı azalıyor. Bunun yanı sıra çatlama ve kırılma vakaları artıyor ve bazı kişiler, telefonu ellerinde tutarken sorun yaşadıklarını belirtiyorlar. Bu durum genelde Samsung akıllı telefonlarda yaşanıyor. Sebebi ise kenarlarındaki kıvrım.Tabikide bu ekranların iyi özellikleride var. Ancak bu yazdıklarım hafife alınacak gibi değiller. Peki halen eski nesil cihazlar bulabilir miyiz? Samsung, LG gibi markaların güncel amiral gemilerini bulamazsınız, ancak geçen sene üretilen ürünlerini alabilirsiniz. Eğer güncel bir amiral gemisi istiyorsanız Xiaomi, Huavei gibi markalara yönelmeniz gerekiyor. Ancak Xiaomi cihazları kamera konusunda bir S8 deneyimi yaşatamazlar. Ayrıca Nokia’da şuanlık bu kervana katılmadı. Eğer ben şıklığa önem vermiyorum, sağlam olsun diyorsanız çerçevesiz akıllı telefonlar size hitap etmeyecekktir. Ancak hedefiniz yalnızca güncel bir akıllı telefonsa, seçenekleriniz oldukça fazla. Şimdi ise sağlamlık konusuna deyinelim
Açıkçası sağlamlık konusunda her kafadan farklı bir ses çıkıyor. Bu iş birazda şans işi. Sonuçta bu ürünler aynı koşullarda üretilsede, aynı sağlamlıkta, hatta aynı performansta üretilemiyor. En basitinden 2 telefonu yanyana getirin, içine aynı uygulamaları kurun, şarjını aynı seviyeye getirin ve Ram, GPU kullanımlarına bakın. Muhtemelen ikisinin sonuçları fazla olmasada farklı çıkacaktır.
Teknoloji bizim istediğimiz gibi üretilmiyor, bu nedenle hiç bir cihazdan aldıktan sonraki süreçte eskisi kadar verimli faydalanamıyorsunuz. Gelelim asıl konumuza. Global anlamda bir çok akıllı telefonu tamir edilebilirlik olasılıklarına göre değerlendiren İfixit ekibi, Samsung’un son amiral gemisine 10 üzerinden 4 puan verdi. Bu hem ortalama, hemde çok kötü bir puan. Bu sene çıkan tüm cihazlar, neredeyse bu oranları aldılar. Bunu firmalar bilerek yapmıyor tabikide. Artık cihazların ve yeni teknolojilerin üretimi zorlaşıyor, bu nedenle üretim sıkı bir şekilde takip edilemiyor. Yani sağlamlık konusu çok tartışmalı. Hadi arka kısım (S8 için konuşuyorum) kırılsa ortalama 400-500 arası para verip yaptırabilirsiniz. Tabi bu bahsettiğim durum her olasılıkta geçerli olmuyor. Bazen ana kartın tamamen değişmesi gerekiyor, bu durumsda masraf 2, hatta 3 katına çıkıyor.
Ancak durum ön ekran paneline geldiğinde seçenekleriniz daha maaliyetli, ya 1700TL verip ekranı yaptıracaksınız, yada cihazı çöpe atıp üstüne 1 bardak soğuk su içeceksiniz. Tabi ilerde firmalar bu yüksek fiyatlar karşılığında kullanıcılara tamamen ücretsiz servis hizmeti verirse, işler değişir. Ancak hepimiz, böyle olmayacağını biliyoruz. Yani telefon 100000TL bile olsa, bu bedelin yarısını ekrana vereceksiniz.
Neyseki hala standart ekran üreten firmalar var. Tabi bunların hepsi Türkiye’de resmi distribitör olarak satılmıyor ancak çabuk hasar alacak bir ürünün yerine tercih etmek mantıklı geliyor bana.
Teknoloji bu şekilde devam edecek. Şuan katlanabilir ekranlar üzerine çalışılıyor, belki başarılı olacak. Belki yakında telefonlar boyumuzu, kilomuzuda ölçecek, ancak şuan olan ile yetinmek yada olanı eliştirmekten başka bir şey yapamıyoruz. Daha çerçevesiz ekran modülü yaygınlaşmadan, katlanabilir ekranlar gündeme gelecek, önce prototip, sonrada gerçek olacak. Hatta Lenovo, katlanabilir ekran modülünü 1 yıl önce duyurdu, ancak hala prototip. Katlanabilir ekranların üretilmesi daha zor ve maaliyetli olduğundan, bu tür
prototipler bir süre daha seri üretime geçmeyecek.
Sonuç olarak, teknoloji biz tüketicilerin elinde. Biz istersek, firmalar çerçevesiz ekran üretmeye devam edecek. Biz raabet göstermezsek, firmalar bundan vazgeçecek. Ne olursa olsun teknoloji her zaman tüketici leyhine düşünülerek üretilmelidir. Bütün firmaları düşünmeye davet ediyoruz.
Ve son olarak, markalar ve teknolojiler için bir birimizi üzmeyelim, teknoloji hiç bir firmanın tek elinde değildir olmayacak, teknoloji hep evrensel kalacak!
Sizce daha çok para verip,, tamir edilemeyen bir cihaz satın almak mı? Yoksa biraz geçmişe gidip, daha az para vererek güvenebileceğimiz bir cihaz satın almak mı? Yorumlarınızı bekliyoruz.